Bebek Bakıcısı Oyunu
        Bebek Resimleri
Bebek Bakıcısı- Çocuk Bakıcısı-Bebek Bakıcı - Çocuk bakıcı bulmanın En Güvenilir ve Kolay Adresi...
    Bebek İsimleri
Hizmetlerimiz
Hasta Yaşlı Bakıcısı Yaşlı Bakıcısı
Villanıza Yatılı Çocuksuz Eşler Villanıza yatılı Eşler
Bahçıvan Aranıyor Villalarınıza Bahçıvan
Refakatçiler Refakatçiler
Profesyonel Dadılar Profesyonel Dadılar
Profesyonel Aşçılar Profesyonel Aşçılar
Özel Şoförler Özel Şoförler
İşyerinize Sekreter, Çaycı,Temizlikçi İşyerinize Personeller
İngilizce Bilen Ablalar İngilizce Bilenler
Özel Güvenlik Elemanları Güvenlik Elemanları
Ev İşleri için Yardımcılar Ev İşleri için Yardımcı
Çocuk Gelişimi Mezunu Ablalar Çocuk Gelişimi Mezunu
0-6 yaş için Bebek Bakıcısı 0-6 yaş Bebek Bakıcısı
Bebek Bakıcısı Bebek Bakıcısı
Çocuk Bakıcısı Çocuk Bakıcısı
kategorilere_gore_icerikler(10025); echo $bebek_bakici;?>
Bebek Bakımı
Evde Bebek Bakımı Evde Bebek Bakımı
Evde Prematüre Bebek Bakımı Evde Prematüre Bebek Bakımı
Bebeklerin Bakımı Bebeklerin Bakımı
Bebek Zekâ Gelişiminde Oyunlar Bebek Zekâ Gelişiminde Oyunlar
Bebekler Yıkanırken Bebekler Yıkanırken
Bebeklik Dönemi Bebeklik Dönemi
Bebek Bakım ve Eğitimi Bebek Bakım ve Eğitimi
Bebek Masajı Bebek Masajı
İkinci Bebek İkinci Bebek
İkizlerin Uykusu İkizlerin Uykusu
İkiz Bakımında İkiz Bakımında
Bebeklerde İlk 6 Ay ve Sonrası Bebeklerde İlk 6 Ay ve Sonrası
Bebekler Neden Ağlar Bebekler Neden Ağlar
Bebek ve Uykusu Bebek ve Uykusu
0-12 Ay Beslenme 0-12 Ay Beslenme
Biberonla Besleme Biberonla Besleme
Prematüre Bebekler Prematüre Bebekler
İkiz Bebek Bakarken İkiz Bebek Bakarken
0-2 Yaş İhtiyaçlar 0-2 Yaş İhtiyaçlar
Emzirme Emzirme
1-3 Yaş Bakımı 1-3 Yaş Bakımı
Bebeğimizin Rahatı İçin Bebeğimizin Rahatı İçin
Bebek Temizliği Bebek Temizliği
Bebeğin Evde Bakımı Bebeğin Evde Bakımı
Bebeğimizin Beslenmesi Bebeğimizin Beslenmesi
Göbek Bağına Dikkat! Göbek Bağına Dikkat!
Bebeğimizin Tartısı Ne Kadar Olmalı? Bebeğimizin Tartısı Ne Kadar Olmalı?
Bebek Banyosu ve Cilt Bakımı Bebek Banyosu ve Cilt Bakımı
Bebek Yemekleri Bebek Yemekleri
Bebeğinizin Güvenliği Bebeğinizin Güvenliği
Yeni Doğan Bebekler Yeni Doğan Bebekler
Bebek Odası Ve Yatağı Bebek Odası Ve Yatağı
Bakıcı & Bebek
getUsersOnlineCount () . "
"; print "Bugün  : " . $counter->getTodaysVisitCount () . "
"; print "Toplam : " . $counter->getTotalVisitCount () . "
"; ?>
Özel İstihdam Bürosu
Bebek Aşı TakvimiBebek aşı Takvimi
biberonla beslenme
Bebekte Emzirme
Anne SütüAnne Sütü
Diş çıkması
Bebek banyosu
Tuvalet EğitimiTuvalet Eğitimi
Emzik Kullanımı
Bebeğinizin Kilosu
Yeni Doğan Hastalıkları

Yeni doğan hastalıkları

Yeni Doğan Hastalıkları



Anne Çocuk Arasında Kan Uyumsuzluğu


Rhesus (Rh) Faktörü


Son yıllarda halkımızın büyük bir kesimi gerek televizyonda gerekse çeşitli diğer yayınlar sayesinde, bu hastalık konusunda hayli bilgi sahibi oldular. Buna rağmen daha ilk gebeliğinde telaş içinde pek çok kadın, karnında taşıdığı çocuk için endişeli olduğunu söylemektedir.

Bugün yeni doğanda görülen kan uyumsuzluğu, tehlike ve önemini hemen hemen tümüyle yitirmiştir. Gerektiğinde, gebeliğin başından itibaren alınacak birçok önlem vardır ve doğumdan sonra da, yine gerekli olursa, çocuğun kanı kolayca değiştirilebilmektedir.

Nasıl ki çiçek, sıtma, verem gibi hastalıklar bugüne dek yapılan mücadele sonucu, ölümcül niteliklerini yitirip dünya yüzünden hemen hemen silinmek üzere iseler, söz konusu kan uyumsuzluğu sorunu da, tüm dünyada uygulanmakta olan koruyucu önlemlerle (immün anti-globulin), bir süre sonra ortadan kalkacaktır.

Rh ya da Rhesus Faktörü Nedir?

Rh-kana sahip bir kadının ilk gebeliğinde taşıdığı RH+ çocuğun alyuvarları annesine geçerek, onda antikor dediğimiz bir tür savunma maddesinin oluşmasına yol açacaktır.

İşte bu antikorlar gebelik sırasında ya da doğumda tekrar çocuğa geçerek onun alyuvarlarına yapışıp bunların parçalanmasına sebep olabilir. Hemoliz adı verilen bu parçalanma sonucu, ortaya çıkan bilirubin maddesi de çocuğu gitgide sarıya boyayacaktır. Sonuç olarak, bu arada gereken tedavi yapılmazsa, çocuk bu ağır sarılık tablosu içinde kaybedilir.

Her Rh- kana sahip kadının çocuğu, kanı Rh+ olsa dahi, muhakkak hastalığa yakalanmaz. Yapılan istatistikler kan uyumsuzluğu olan her 100 vakanın ancak beşinde kan değiştirmek gerektiğini göstermiştir.

Belirtilmesi gerekli bir diğer nokta da annede antikor oluşmasının ilk ge-belikte tehlikeli bir durum yaratma olasılığının hayli düşük olduğu; ikinci, üçüncü, dördüncü gebeliklerde bu olasılığın arttığıdır.

Öte yandan, son yıllardaki önemli ilerlemeler kan uyuşmazlığı sorununu hemen hemen tümüyle çözümlemeyi başarmışlardır. Şöyle ki: İlk gebelikte, annenin kanında antikor oluşmayabilir, ya da oluşsa bile bebeğin yaşamını tehlikeye sokacak oranda değildir.

Ancak annenin Rh-, babanınsa Rh+ pozitif Kan taşıdığı bilindiğinde, ilk doğumun hemen ardından anneye «Serum anti-D» diye bilinen bir serum uygulanarak bebekten onun kanına geçmiş olması muhtemel alyuvarlar yok edilerek antikor gelişimi önlenmiş olur.

Böylece Rh- kan taşıyan her anne birinciyi izleyen bütün doğumlarında ilk gebeliğindeki kadar tehlikesiz koşullar altına alınabilir.

Yeni Doğanda Sarılık

Ortalama dört hafta süren yeni doğan dönemindeki bebekler türlü neden-lerle annelerini biraz üzerler. Aslında doğal olan birçok belirti kendiliğinden geçecektir.

Özellikle annenin çevresi bu üzüntüye sebep olur. Ama annenin bir hastalık gibi görünen bu belirtiler konusunda yeterli bilgisi olursa ortada bir sorun kalmaz. Aslında yalnızca doktorunuzu dinlemeniz yapacağınız en doğru iştir.

Yeni doğan döneminde dikkati çeken bir belirti de sarılıktır. Fizyolojik yani normal bir sarılık diye adlandırdığımız bu belirti, yeni doğanların büyük bir çoğunluğunda görülür ve doğumdan 2 - 3 gün sonra başlar. Önce gözlerin akı, sonra da yüz ve tüm vücut sarı bir renk alır.

Yeni doğanda alyuvarlar yetişkine oranla çok fazladır. Bunların bir kısmı parçalanarak sarılığa yol açan maddeyi meydan getirirler.

Bilirubin denilen madde, henüz karaciğerde oluşumu tamamlanmamış bazı enzimlerin eksikliğinden ötürü, suda eriyecek hale getirilip böbreklerden kolayca atılamaz; kanda birikerek deriye sarı bir renk verir.

Beş ile yedi gün içinde tamamen düzelecek olan bu sarılık tablosu, çocuğun genel durumunda bir değişiklik yapmaz.

Çok seyrek olarak, yeni doğanda anne sütünü emmeye başladıktan sonra meydana çıkan bir diğer sarılık türü vardır. Buna, annenin Pregnandiol hormonunun süt yoluyla çocuğa geçerek karaciğerin çalışmasını engellemesi yol açar.

Bu çocuklara meme vermekte ısrar etmenin bir anlamı yoktur. Suni bes-lemeye geçmek gerekir. Yeni doğan çocuğunuzda meydana çıkan sarılık konusunda doktorunuz, size gerekli bilgiyi verecektir. Hiç endişe etmeden onun dediklerine uyun.

Yeni Doğanda Gözlerde Akıntı

Bazen doğumdan 2 - 3 gün sonra gözlerde bir akıntı olur. Bu, kısa süre içinde cerahatli hale gelir. Çocuğun göz kapakları şişer, cerahatle (irinle) yapışır, zor açılır. Bu hastalığa Konjonktivit deniyor.

Doğum kanalından geçerken, çocuğun gözlerinin mikrop alması sonucu ortaya çıkar. Göz küresinin yüzeysel tabakasının bir iltihabıdır. Kısa süre içinde yapılan tedavi ile iyileşir.

Bu durumu önlemek için doğumu izleyen dakikalarda, çocuğun gözlerini evvela fizyolojik suya batırılmış bir kompresle (pamukla değil) temizlemek, sonra da antibiyotikli bir göz damlası damlatmak yeterlidir.

Yapılan tedavi ile cerahat kaybolur, fakat akıntı devam ederse gözyaşı kanalı tıkalı demektir; üç ay içinde bir göz hekimine başvurmak gerekir.

Kanalın açılması çok basit bir müdahale olup, incecik bir sondayı, gözyaşı kanalından burun boşluğuna göndermekten ibarettir. En ufak bir tehlikesi yoktur. Çocuk kısa bir süre içinde rahat eder, akıntı durur, iltihaplanma sona erer.

Yeni Doğanda Burun Tıkanıklığı

Yeni doğan çocuk normal olarak burun yolu ile nefes alır ve doğumdan kısa bir süre sonra sonra da rahatça uyumaya başlar.

Bazı çocuklarda ise burun arkası kapalıdır, rahat nefes alamadıkları için de tedirgin olurlar. Burun arkasını kapayan mukozite bazen iki, iki buçuk ay çocuğun rahat nefes almasına engel olur; sonra bu durum kendiliğinden düzelir.

Bu belirtiler karşısında anne, çocuğum sürekli nezle ya da burnunun ar-kasında et var, diye şikâyet eder. Bazen de aile içi bir gribal enfeksiyon çocuğa da bulaşır ve gerçekten bir nezle durumu ortaya çıkar.

Ne olursa olsun, hiç bir şekilde yağlı burun damlaları kullanmayın. Bu yağlı damlalar akciğerlere kaçarak, ciddi bir hastalık tablosuna yol açabilir.

Yapılacak tek şey hiç zarar vermeyen fizyolojik su damlatarak, çocuğun biraz olsun rahat nefes alabilmesini sağlamaktır.

Eczanelerde satılan %0,9luk serum fizyolojik ampullerini evinizde bulundurun. Bunu meme ya da mamalardan önce damlatmayı unutmayın, aksi halde kusmaya sebep olursunuz. Eğer çok akıntı varsa, günde bir kaç kez ince bir sonda ile burun salgısını çekin. Bu iş için özel emiciler vardır.

Kız ve Erkek Çocuklarda Memelerin Şişmesi


Küçük Çapta Adet Görme

Yeni doğan çocukta yumurtalıklar (testisler) henüz inmemiş olabilir. Torba (skrotum) ise bazen şişer, içi bir mayi ile dolar ve derisi gerilir.

Hidrosel denilen bu durumda suyun gerilemesi için bir kaç ay beklemek gerekir. Suyu hemen boşaltmak için doktora başvurmayın.

Ayrıca kız ve erkek çocuklarda memelerin şişmesi ve sıkıldığı zaman süte benzer (büyücü sütü) bir sıvının aktığı görülür. Gebelik sırasında anneden çocuğa geçen hormonların sebep olduğu bu belirtiler kendiliğinden kaybolur.

Hiç bir zaman birçok annenin yaptığı gibi memeleri sıkarak, sütü boşaltmaya kalkmayın. Meme içine mikrop kaçmasına ve iltihaplanmaya yol açabilirsiniz. Yapacağınız tek işlem, günde bir iki kez çocuğun memelerini antiseptik bir sıvı ile temizlemektir.

Kız çocuklarında yeni doğan döneminde görülen âdete benzer kanamalar ve genital yollardaki beyaz akıntı, gene normal bir hormonal belirtidir. İdrar yollarını temiz tutmak yeterlidir.

Sünnet Derisi
Sünnet Derisi Darlığı
Sünnet


Yeni doğanda sünnet derisi (prepusyum) kapalıdır. Bu, geriye doğru çekildiği zaman açılmıyor ve baş dışarı çıkmıyorsa, kesinlikle bir yapışkanlık (fimozis) ve darlık var demektir. Bu tip çocukları ilk günlerde sünnet etmek ilerde doğacak komplikasyonları önleme yönünden çok yararlıdır.

Bugün bütün dünyada, Müslüman ülkeler dışında sünnet ameliyatı yeni doğan çağında yapılan basit bir temizlik işlemine dönüşmüştür. İnançları ne olursa olsun, milyonlarca insan yeni doğan çocuklarını sünnet ettirmektedirler.

Sünnet için en uygun çağ yeni doğan dönemidir; özel bir aletle (Kampana, her boy penise göre) anestezi yapmadan kısa bir sürede halledilir.

Hiç bir özel bakıma gereksinme göstermez, bir hafta kadar banyo yapmamak ve steril bir kompresle penisi, bezlerin temasından korumak yeterlidir.

Müslümanlıkta sünnet için bir yaş konmamıştır; ileri yaşlarda yapılmasının sağlık açısından da bir anlamı yoktur. Çünkü bir buçuk, iki yaşından sonra glans (baş) zaten kendiliğinden dışarı çıkacak, fizyolojik darlık düzelecektir.

Sağlık yönünden önemli olan, çocuğun doğduğu günlerde sünnet olmasıdır. Eğer bu yapılıyorsa, bir yapışıklığa engel olmak için çocuğun alt temizliği yapılırken günde bir kez sünnet derisini aşağıya (karna doğru) çekip başın kenarlarında toplanmış olan kirli sarı yağlı birikintiler, kaynamış ılık su ile temizlenmelidir. Böylece bir iltihap ve yapışıklık ihtimali önlenmiş olur.

Baştaki Şişkinlikler (Sefalematom)

Doğum sırasında çocuğun başında oluşan şişkinliklere Sefalematom denir. Bu yumuşak çıkıntılar genellikle kafanın arka tarafında ve bir yanda görülür.

Doğum kanalından geçerken çocuğun kafa derisi altındaki damarların zedelenmesi sonucu ortaya çıkar. Bazen bu kanamalar, kafa kemiği ile kemiğin üstündeki periost dediğimiz zar arasında olur ki, buna da periost altı kanama denir.

Her iki şekil de tamamen zararsız olup, ortalama bir ay içinde kendiliğinden kaybolur. Çocuğun başındaki bu şişkinliği gören anneler çok heyecanlanır ve çocuğunun başı böyle eğri büğrü kalacak korkusuna kapılırlar.

Sefalematom nedeniyle, çocuk başının topatan kavunu gibi arkaya uzadığı hallerde bile, bu belirtiler kendiliğinden kaybolmuştur. Günümüzde hiç bir şekilde müdahale edilerek toplanan kan boşaltılmamaktadır.

Ancak, kafa derisi altında toplanan kan miktarı fazla ise, çocukta bir sarılık ve kansızlık tablosu meydana çıkabilir. Yeni doğan döneminde sürekli doktor kontrolünde olan çocuk, gereken tedavi ile kısa sürede normale döner.

Sert doğum müdahalelerinin artık uygulanmadığı çağımızda çocuk için tehlikeli olabilecek beyin kanamalarına çok az rastlanmaktadır.

Doğuştan Boyun Çarpıklığı (Torticolis)

Eğri Boyun


Bazen, doğum sırasında boyun kas ve damarlarının zedelenmesi sonucu, çocuğun boyun kasları içinde bir kanama olur. Yeni doğan çocuğun boynu çok kısa, hemen hemen omuzları içine gömülüdür.

Eğer meydana gelen bu kan toplanması (hematom) oldukça küçük ise, ilk günlerde kimsenin dikkatini çekmez. Ancak, bir süre sonra çocuk, başını sürekli olarak sağa ya da sola eğik tutmaya başlayınca, çevresinin dikkatini çeker. O zaman, boyun kaslarının bulunduğu bölgede ele bir sertlik gelir.

Çocuk, boynunu, şişik olan tarafa doğru eğik tutmaya başlamıştır. Bu durum kısa süre içinde tedavi edilmeye başlanmalıdır. Aksi halde üç yaşından sonra yüzde ve boyun kemiklerinde, bir çarpıklık ortaya çıkabilir. Tedavi, annenin uygulayabileceği basit bir işlemdir.

Her gün fırsat buldukça, başı aksi tarafa yumuşak olarak defalarca çevirmelidir. Bu işlem dışında şiş olan tarafa bir kum torbası konarak, başın sağlam tarafa yatması sağlanır.

Ayrıca heparinli ya da sülüklü pomadlar kullanılarak günde birkaç kez yapılan masajlardan da yararlanılır. Eğer yapılan bu tedavilerden bir fayda sağlanamazsa, bir kaç ay içinde cerrahi müdahale gerekir.

Torticolis, makatla gelen çocuk gibi zor doğumlardan sonra daha çok görülür.

Kol Felci

Boyun eğriliği gibi, bu durum da gene zor doğumlarda ve genellikle, makatla gelen çocuklarda görülür. Doğumun modern elektronik ve bioşimik cihazlarla izlendiği günümüzde, doğum sırasında çocuğa zarar verebilecek müdahaleler, gün geçtikçe azalmaktadır.

Bu bakımdan kol felci gibi belki çocuğu ömür boyu sakat bırakacak hastalıklar gittikçe az görülmektedir. Buna rağmen, kolay, normal doğumlardan sonra da kol felcine rastlanabilir.

Çocuğun felçli kolu, boynuna dolanacak kadar dirençsizdir; dışa dönük ve sarkıktır. Yakalama refleksi ve parmak hareketleri normal olmakla birlikte, çocuk hasta kolunu yukarıya kaldıramaz.

Bu durum, doğum sırasında boyun sinir köklerinin gerilmesi, baskı altında kalması ya da yırtılması sonucu ortaya çıkar. Böyle bir durum karşısında telaşa kapılmamak gerekir, hemşire ya da hekim ilk iş olarak, hasta kola gereken şekli verip onu tespit eder. İki-üç hafta sonra da jimnastik hareketlerine başlanır. Vakaların büyük bir kısmı 2-3 ay içinde tamamen iyileşir.

Özel tedavi şekli: Hasta kol, bilekten geniş halka şekline getirilmiş yassı bir lastikle yukarıya, başın üst yanına, çengelli iğne ile iliştirilir. Çocuk uyanık olduğu sürece, sürekli olarak kolunu bu durumdan kurtarmak isteyecektir.

Doğuştan Kalça Çıkığı


Her bin doğumdan iki ya da üçünde görülen bu hastalık, yeni doğan çağında, erkenden teşhis edilirse, çocuğu ileri yaşlarda yapılacak acı verici müdahalelerden kurtarmış olursunuz.

Bir yaşına gelip de, her iki tarafına ördek gibi yalpalayarak yürüyen çocuklar, doğuştan ihmal edilmiş kalça çıkığı vakalarıdır. Femur denilen bacak kemiği başının, gerektiği gibi gelişmemiş kalça kemiğindeki mafsala girememesi sonucu meydana çıkar.

Tüm yeni doğan bebeklerin, bu yönden incelenmesi gerekir. Muayene sonucu, şüphelenilen çocuklarda radyografi yapılarak gerçek teşhis konulur. Bundan sonra yapılacak işlem, çocuğu, bacakları vücuduna 45-50 derecelik bir açıda tutarak bezlemektir. Böylece femur başı, yavaş yavaş kalçadaki yuvasına oturmaya başlar.

Ülkemizde bugüne dek yapılan ve tüm uyarılara rağmen, devam eden kundaklama işlemi, diğer sakıncalarını bir tarafa bıraksak dahi, normal bir çocukta kalça çıkığına neden olabilir. Zira bacakları birbirine sıkıca yaklaştırmakla gerilen femur kasları, başın kalçadaki yuvasından dışarı fırlamasına yol açar.

Bebeklerinizi bezlerken oyluklarının mümkün mertebe ayrı kalmasına dikkat edin. Bacakları birbirine yapışık olarak sıkıca kundaklanmış bebeklerde bacak kaslarının gerilmesiyle, oyluk kemiklerinin femur başını yerinden oynattığı görülür. Oysa bacaklar birbirinden ayrıyken femur başı, kalça kemiğin¬deki boşluğa en uygun ve rahat biçimde oturmaktadır.

Bacakları iyice ayırmadan bezlemenin, bebeklik dönemiyle ilgili kalça çıkıklığı tehlikesinin yanı sıra, daha ileri yaşlarda da başka arızalara yol açabileceğini burada belirtelim. Bunların başında elli yaşlarında kalça ve belde ortaya çıkan eklem ağrılarını sayabiliriz.

Bütün bebekler bacakları ayrık olarak bezlenmelidir ve bir kalça çıkığı kuşkusunda muhakkak röntgen aldırmalıdır. Birçok hastalıkta olduğu gibi, bu konuda da erken teşhis, tedaviyi büyük oranda kolaylaştırır.

Ayaklarda Biçim Bozuklukları

Fetüs'ün (anne karnındaki çocuğun) dölyatağı içinde fena bir pozisyonda durması, ayaklarda çeşitli bozukluklara yol açabilir. Yeni doğan çocukta genellikle her iki ayakta da görülen bu belirtiler kısa sürede bir ortopedi uzmanı tarafından tedavi edilmelidir.

Çoğu kez bir, iki aylık alçı tedavisi ile ayaklar tamamıyla düzelir. Burada unutulmaması gereken bir şey daha vardır; Ayak bozukluğu olan çocukta, muhakkak kalçanın da radyolojik bir incelenmesi yapılmalıdır. Aynı zamanda bir kalça çıkıklığı olup olmadığını erkenden teşhis etmenin büyük yararı vardır.

Yeni Doğanda Travma

Yeni Doğanda Enfeksiyon


Son yirmi yıldır gebelik ve doğum sırasında, fetüsün ve bebeğin biyoşimik ve elektronik aygıtlarla izlenmesi sonucu elde edilen bilgiler, dünyaya gelecek çocuğun vaktinde alınan önlemlerle, sağlam ve sağlıklı doğması olasılığını çok artırmıştır.

Gebelik ve doğuma ilişkin bu ilerlemeler sayesinde, beceriksiz kişilerin elinde yapılan ya da zor doğumlar sonucu ortaya çıkan ve doğum travması olarak adlandırılan zedelenmeler çok azalmıştır. Bu zedelenmelerin özellikle sinir merkezlerini etkilemesi halinde, çok ciddi tablolar ortaya çıkmakta idi.


Anne Karnında Bebek :: Gebelik ve Doğum :: Yeni Doğan Bebek
kategorilere_gore_icerikler(10077); echo $anne_k_bebek; ?>
Anne Karnında Bebek
kategorilere_gore_icerikler(10078); echo $gebelik_dogum; ?>
Gebelik ve Doğum
kategorilere_gore_icerikler(10085); echo $yeni_dogan_bebek; ?>
Yeni Doğan Bebek
Bebek Bakıcıları ve Görevleri
Anne Bebek

Bebeklerinizin bakımı için eğitimini bu yönde almış profesyonel Bebek bakıcısı.

Aile yaşantısına ayak uydurabilen, sabırlı, güler yüzlü ve temiz,Sorumluluk alabilen ve gerektiğinde inisiyatif sahip
olmasını bilen güvenilir Bebek bakıcılarını sizler için temin ediyoruz.

Bizlerle Çalışan Bebek Bakıcılarının üstlenmiş oldugu genel görevler ise
• Bebeğin günlük bakımını yapmak,
• Bebeğin bulunduğu ortamın temizlik ve hijyenini sağlamak,
• Banyo yaptırmak, tuvalet sonrası temizliği yapmak,

Bebek Gelişimi
kategorilere_gore_icerikler(10030); echo $bebek_gelisimi; ?>

• Bebek için mama ve meyve suyu veya püresini hazırlamak,
• Ortamı bebek için güvenli hale getirmek,
• İletişim becerisinin olmasına,
• Kişilik olarak bakılacak çocuğun annesine benzemesine,
• Eğitimli, kendini yetiştirmiş ve bilinçli olmasına,
• Çocuğu ya da işe devamını etkileyecek bir rahatsızlığının olmamasına

Bebek Bakıcılarımızın Çalışma Şekilleri ise Yatılı veya Gündüzlüdür.

Hizmetlerimiz :: Bebek Bakıcısı :: Çocuk Bakıcısı

Bebek BakıcısıBebek Bakıcısı
Bebeklerinizin bakımı için eğitimini bu yönde almış profesyonel bakıcılar.Aile yaşantısına ayak uydurabilen, sabırlı, güler yüzlü ve temiz. Sorumluluk alabilen ve gerektiğinde inisiyatif sahip olmasını bilen bakıcılar.

Çocuk Bakıcısıçocuk bakıcısı
Çocuklarınız için gerekli tüm detaylarla ilgilenecek, güvenilir, eğitimi bu yönde almış profesyonel ve tecrübeli elemanlar. Aile yaşantısı düzenli, güler yüzlü, sabırlı ve gerektiğinde inisiyatif alabilen güvenilir bakıcılar.
0-6 Yaş Bebek bakıcısıçocuk bakıcısı
Bebeklerinizin bakımı için ailelerle birlikte hareket ederek onlara gerektiği noktalarda yardımcı olmak için eğitimini bu yönde almış profesyonel bakıcılar.


Jooble
Bebekbakıcısı.com.tr .Damla İnsan Kaynakları Eğitim ve Danışmanlık Temizlik Gıda Bilişim Sanayii
Tic.Ltd. Şti. ne bağlı bir sitedir. Damla İnsan Kaynakları Ltd. Şti. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu, 19/04/2012 tarihli 100 sayılı izin belgesiyle faaliyet göstermektedir.
4904 sayılı Türkiye İş Kanunu gereğince iş arayanlardan menfaat sağlanması ve ücret alınması yasaktır.
Damla Bilişim
Damla Bilişim
Damla Bilişim